GüncelMakaleler

GÜNCEL | Yeni Bir Atılıma İhtiyaç Ve Yeni Görevlerimiz

"Hatırlanırsa bu çalışmalar daha başından iktidarın dikkatini çekmiş yapılan tüm çalışmalara dönük saldırı iktidarın korkusunu da dışa vurmuştu."

Durum aleyhimize olduğu kadar lehimizedir de. AKP, iktidarını devam ettirebilmek için toplumun tüm diri güçlerini çevreleyerek nefeslerini kesmek istiyor. 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana uygulanan açık faşizmle kimseye göz açtırmak istemeyen AKP ve ortağı MHP var güçleriyle 2023 Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere hazırlanıyor.

Pandemiyle birlikte büyük bir ekonomik kriz içine giren Türkiye ekonomisi beraberinde işsizliği ve yoksulluğu da getirmiş bulunuyor. Kaçan sermeye ve çöken inşaat sektörü sistemin en zayıf yanı olurken, R.T.Erdoğan’ın sermaye arayışı da bir sonuç vermiş değil.

AKP sıkıştıkça “vatan millet” edebiyatıyla seçmenini diri tutarak krizi gizlemeye çalışsa da, R.T.Erdoğan’ın sahte nutuk ve vaatleri açlıkla boğuşan insanların karınlarını doyurmuyor.

 

AKP her alanda bir gerileme içinde…

Avrupa Birliği, AKP’nin Akdeniz’de adına “Mavi Vatan” dediği doğalgaz arama faaliyetinden vazgeçirmiş, Libya’da askeri faaliyetleri sınırlandırılmış ve Suriye’de Rusya’nın önünü kesmesiyle tutunacağı dalı kalmayan Türk devleti, yeniden ciddiye alınmak için son NATO toplantısında Afganistan’da emperyalistlerin jandarmalığına soyunmuş bulunuyor.

ABD’nin ve diğer emperyalist güçlerin Afganistan’dan askerlerini çekme kararıyla burada doğan boşluğu doldurmaya aday olduğunu NATO’ya bildiren R.T.Erdoğan, emperyalistlerin güdümünden çıkmayacağını bir kez daha deklere etmiş bulunuyor.  Biden’in Başkanlık seçimini kazanmasıyla Türkiye ile ilişkilerini yeniden gözden geçireceğini açıklaması sonrası panikleyen AKP iktidarı, o güne kadar “meydan” okuduğu ABD ile ilişkilerini yeniden düzeltmek için NATO toplantısında yeni görevlere aday olduğunu bildirdi. R.T.Erdoğan, Biden’den istediklerini koparamayınca Afganistan’da ABD’nin paralı askeri olmayı kabul etse de Biden’le tüm buzları eritmediği açıktır.

Biden’in AKP’ye yüzünü vermemesi ABD’nin tümden Türkiye’den vazgeçtiği olarak da okunmamalıdır. ABD, AKP iktidarından istediklerini koparmak için gardını alması ile istediklerini alma yoluna girmiştir. Türkiye’nin S400 füzesi kullanmayacağı açıklaması, NATO’da yeni görevler almaya talip olması, Libya’da geri adım atması, Akdeniz’de Yunanistan’la diyalog arayışı AKP iktidarının attığı geri adımlar olarak okunmalıdır.

Avrupa açısından Türkiye büyük bir pazar. Türkiye’yle milyarlarca euro ticaret hacmi olan Avrupa’nın Türkiye’den vazgeçmesi mümkün değildir. Büyük bir pazar olmasının yanında Suriye iç savaşından kaçan 5 milyona yakın göçmenin Avrupa’ya akınını önlemek için AKP ile arasını bozmak istemeyen Avrupalı emperyalistler verdikleri yeni rüşvetle R.T.Erdoğan’ı rahatlatmak istiyorlar.

Hangi emperyalist güç olursa olsun yarı-sömürgesi olan bir ülkede -kimin hükümette ya da iktidarda olduğu fark etmez- insan haklarının rafa kaldırılması, uluslara ve azınlıklara baskı yapılması, resmi din dışında azınlık inançlara baskı yapılması, yürüyüş ve gösteri haklarına yasak getirilmesi, açlık ve yoksulluk onlar için bir anlam ifade etmez. İş başındaki iktidar, emperyalistlere hizmet ettiği müddetçe onlar için bir sorun yoktur.

Emperyalistler için AKP’nin kullanım süresi daha bitmiş değildir. Gerek ABD gerekse Avrupa Birliği emperyalistlerince AKP hala işlerini gören bir iktidar olmasından dolayı destekleri sürmektedir.

AKP de bundan yararlanarak dizginsiz bir şekilde saldırmaktadır. Başta Kürt halkı ve tüm kurumları olmak üzere, tüm devrimci ve ilerici güçlere saldırmaktadırlar. HDP’nin göstermelik bir iddianameyle apar topar kapatılması için açılan dava, OHAL’ın kalıcı hale getirilmesi AKP’nin içine girdiği korkunun doğrudan sonucudur. AKP, ekonomik krizle birlikte artan işsizlik, yoksulluk ve baskının bir yerde patlak vereceğini çok iyi biliyor.

AKP-MHP ittifakı, bu korku cenderesinin içinde muhalif tüm güçlere saldırıyor. Elinde tutuğu medya gücüyle durmadan yalan haberler yayan, işsizlikten ve yoksulluktan yana bir tek kelime etmeyen medya üzerinden durmadan milliyetçilik ve ırkçılık propagandasını yaparak seçmenini diri tutmaya çalıyor.

Tüm bunların yanında topluma yaydığı korkuyla kimsenin sesini çıkartmaması için var gücüyle çalışıyor. İzmir’de Deniz Poyraz’ın katledilmesi, Bodrum’da HDP binasının kurşunlanması yayılmak istenen korku atmosferinin bir parçasıdır.

Sedat Peker’in ifşaatlarıyla yüz binlerce silahın AKP üyelerine ve gençliğine dağıtıldığının açığa çıkması da yeni bir şey değil. 15 Temmuz darbe kalkışmasında kaybolan yüz bin silahın nasıl dağıtıldığı bir sır değil. AKP, denetimindeki medya vasıtasıyla adeta dağıtılan silahların propagandasını yapıyor. Bu propaganda bile yaratılmak istenen korkunun bir parçasıdır.

Halkın öfkesinin giderek büyük bir kar topuna dönüştüğü bir süreçte, devrimin lehine doğan fırsatlar kaçırılmamalıdır. Halkın bir mafya bozuntusu Sedat Peker’in ifşaatlarından umut beklemesi devrimci hareketi bir kez daha düşündürmelidir. AKP’den kurtulmanın ciddi bir talep haline geldiği bir ortamda TDH’ye büyük bir görev düşmektedir.

Bu kapsamda birleşik güçlerin faaliyetinin önemi bir kez daha açığa çıkmaktadır. Hatırlanırsa bu çalışmalar daha başından iktidarın dikkatini çekmiş yapılan tüm çalışmalara dönük saldırı iktidarın korkusunu da dışa vurmuştu.

Şimdi bu enerjiyi daha da ileriye taşımanın işçi ve emekçi kitlelerle buluşturmanın zamanıdır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu