GüncelMakaleler

ANALİZ  | Kobanê direnişi büyüdü ve tüm dünyayı sardı

"Kobanê’de yakılan ve giderek büyüyen direniş ateşine tahammülsüzlük bölgeye yapılan müdahale ve ambargolarla devam ederken, direnişe katılan bölge halkları açlık ve yoksullukla terbiye edilmeye çalışılarak göçe zorlandı. Çünkü halksızlaştırılmış bir Rojava ve yeni savaş cepheleri oluşturulmak isteniyordu."

Kobanê tüm dünyanın gözleri önünde göklere yükselen bir direniş bayrağı idi. DAİŞ çetelerine karşı 15 Eylül 2014’te Kobanê’de başlayan tarihi direniş, bölgede yaşayan halkın çocuklarının oluşturduğu YPJ ve YPG 134 gün sonra çeteleri kent merkezinden söküp atmıştı.

Tarihler 26 Ocak 2015’i gösterdiğinde tüm coşkusu ile halay çeken savaşçıların dilinde, haberlere düşen manşetlerde ve başta Rojava halkı olmak üzere dünyanın birçok yerinde halklar “Biji berxwedana Kobanê” sloganını dillendirerek zaferi kutladı. Tıpkı Kobanê savaşında tek vücut, tek yürek Kobanê’yi savundukları gibi. Ve şimdi tüm saldırılara ve tehditlere rağmen aradan geçen onca zamandan sonra sokaklarında direnişte yerini almış ölümsüz kahramaların adlarının, resimlerinin asılı olduğu Kobanê sokakları, Kobanê halkı özgür.

Direnişin başladığı tarihlerde insanlar sınırları aşarak Kobanê’ye geçti. Bu geçişler öyle sıradan bir sınır ihlalinin de ötesinde bir direnişin nasıl tüm dünya da yankı bulduğunun da en güzel kanıtı idi.

Kaniya Kurda’da Kobanê zaferini hazırlayan tarih

“Arap Baharı”ndan sonra, bölgede PYD (Demokratik Birlik Partisi), kendisine daha yakın Arap muhalifleri ve Kürt entelektüelleri ile birlikte MGRK’yi (Batı Kürdistan Halk Meclisi) kurdu. PPDKS (Suriye Kürtleri İlerici Demokrat Partisi) ve S-KDP’nin (Suriye Kürdistan Demokrat Partisi) öncülük ettiği diğer yapılanmalar ve bir kısım “örgütsüz” birey ENKS’yi (Suriye Kürdistanı Ulusal Meclisi) oluşturdu. Tabi bütün bunların yanı sıra Avrupa’da yaşayan bir kısım Suriyeli Kürt ise Türkiye’nin desteğini alan Arap muhalefeti ve Türk devleti ile içli dışlı olmayı tercih etti. Ve bunların büyük bir çoğunluğuna da SUK (Suriye Ulusal Konseyi) içinde önemli görevler verildi.

Rojava’nın en büyük örgütü MGRK öncülüğündeki, 2012’nin Mart ayından itibaren Üçüncü Yol politikasını uygulamaya koydu. Bir taraftan, Rojava sokaklarında rejim karşıtı gösteriler giderek güçlenirken, diğer taraftan, Kürt halkı ve MGRK adım adım özyönetimlerinin altyapısını örgütlediler. 2012’nin Temmuz ayına gelindiğinde ise ilk direniş fitili Kobanê’de ateşlendi. Baas rejiminin kimliksizleştirerek el koyduğu topraklarını geri alan Kobanê halkı yerel halk meclisleri oluşturdu. Sağlıktan eğitime, belediye hizmetlerinden güvenliğe kadar birçok alanda halk kendi yönetiminin ilk tohumlarını ekti.

Kobanê’de yakılan ateş, Derik, Efrin, Qamışlo olarak devam etti. Kürt halkı ve müttefikleri hem kendilerini yönetiyor hem de bölgelerinin güvenliğini sağlıyordu. Ardından MGRK ve ENKS’nin oluşturduğu (Kürt Yüksek Konseyi) KYK Erbil’de gerçekleştirilen bir toplantı ile oluşturuldu. KYK’nin oluşturulması ile Rojava’nın askeri örgütü YPG (Halk Savunma Birlikleri) ve YPJ (Kadın Savunma Birlikleri) tarih sahnesine giriş yaptı. 2012’nin 19 Temmuz’una gelindiğinde ise Rojava’da üst siyasal yönetim KYK, askeri güç ise YPG ve yanı sıra özgün örgütleme olarak da YPJ olarak kabul edildi.

2012 Temmuz’unda Kobanê’de yakılan ve giderek büyüyen direniş ateşine tahammülsüzlük bölgeye yapılan müdahale ve ambargolarla devam ederken, direnişe katılan bölge halkları açlık ve yoksullukla terbiye edilmeye çalışılarak göçe zorlandı. Çünkü halksızlaştırılmış bir Rojava ve yeni savaş cepheleri oluşturulmak isteniyordu.

Bugün dünden daha aşikâr olan süreç Rojava’ya dönük askeri saldırılarla devam etti. Ancak halk ve savunma güçleri tüm saldırılara muazzam direnişlerle karşı koydu. 2014’ün ilk ayında ise Rojava Anayasası olarak kabul edilen Toplumsal Sözleşme kabul edildi. Toplumsal Sözleşme’nin kabulünün ardından 21 Ocak’ta Cizire, 27 Ocak’ta Kobanê, 29 Ocak’ta ise Efrin kantonları ilanı ile devam etti.

10 Haziran 2014 bölge halkları için yeni bir başlangıcın tarihi oldu. IŞİD önce Musul’u en küçük bir direnişle karşılaşmadan ele geçirdi. Ardından Irak ordusundan ele geçirdiği silahlarla Irak’ta birçok kenti ve Bağdat’ı zorlamaya başladı. Cizir ve Kobanê arasındaki Til Ebyad’ın ardından Efrin kantonu ile Kobanê arasındaki batı cephesi olan Cerablus’u da ele geçirmişti. Rojava’daki direnişi aşamayan IŞİD Rojava’nın en zayıf halkası olarak gördüğü Kobanê’ye ağır silahlarla 2 Haziran 2014’te saldırdı. Bölgede yaşayan halklar saldırılara direnişle cevap verdi.

Türkiye’den binlerce insan Kobanê sınırında, Suruç’ta Rojavalıların direnişine destek için nöbet çadırları kurdu. Yüzlerce genç, Kobanê direnişine destek vermek için Rojava’ya geçti. O geçişleri hazmedemeyen kirli yüzler Kobanê’ye geçme hazırlığı yapan direnişçilere bir saldırı gerçekleştirdi. Kobanê ile dayanışmak için giden 33 devrimci genç şehit düştü. Ancak tüm saldırılara ve tüm emperyalist hesaplara rağmen Kobanê sınırları aşan sonsuz dayanışma ruhu ile yaratılan bir tarih olarak hafızalarımıza kazındı. Bundandır ki Rojava halkları da 19 Temmuz’da Kobanê’de yakılan direniş ateşini devrim günü olarak kutluyor. Kobanê tüm ihtişamı ve tüm güzelliği ile bu devrimin bekçiliğini DAİŞ ve işgalci Türk devletinin tüm saldırılarına karşı direnerek devam ettiriyor.

Tarih 19 Temmuz 2012, saat 01.00’ı gösterdiğinde Kobanê halkı çocuklarına gururla anlatacakları bir tarih, kadın ve erkek el ele özgürlüğe yürüdü. Örgütlü bir şekilde, öncelikle şehrin çıkış yolu üzerinde bulunan devlete ait tütün mamullerinin bulunduğu satış noktasına el koydu. Direniş büyüdü ve tüm dünyayı sardı. Yaşasın 1 Kasım Dünya Kobanê Günü.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu