İran’da Jîna Mahsa Amini’nin “ahlak polisi” tarafından öldürülmesinin ardından başlayan protestolar, ikinci ayına girdi.
Cumartesi gecesi Evin Hapishanessi’nde çıkan yangınla “cezaevindeki” tutsakların başlattığı direniş basına yansımıştı. İran Yargıtay Daire Başkanlığı “cezaevinde” yaşamlarını yitirenlerin sayısının 8 olduğunu duyurdu.
MA’nın haberine göre, Karaj’daki Qazalhisar “Cezaevi’nde” de çatışma çıktı. Qazalhisar “Cezaevi’ndeki” tutuklular “cezaevinin” havalandırmasında “diktatöre ölüm” sloganları attı.
Koğuşu basan gardiyanlar tutuklulara saldırdı. Cezaevi direktörünün ise havaya ateş açarak tutukluları tehdit ettiği ifade edildi.
50’den fazla özel kuvvet polisi, cezaevinde başlayan eylemleri durdurmak için Qazalhisar’a sevk edildi ve cezaevi binasının çatısına yerleştirildi.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Anis Kalamar, Evin Cezaevi’nde çıkan yangın sonrası Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ni özel toplantıya çağırdı.
G-7 ülkelerine, İran’daki büyükelçilerini geri çağırmaları çağrısı yapıldı. Ayrıca İslam Cumhuriyeti yetkililerini sınır dışı etmeleri için başlatılan çevrimiçi imza kampanyası başlatıldı. Bu kampanya 200 bin imzayı aştı.
Britanya, Kanada, ABD, Japonya, Almanya, Fransa ve İtalya dışişleri bakanlarına yönelik bu kampanya, İran halkının Mahsa Amini cinayetinin ardından ülke çapındaki eylemlerin şiddetle bastırılmasına atıfta bulunuyor.
İran’daki protestoculara yönelik yasadışı ve insanlık dışı muameleyi protesto etmek için bu ülkelerin başkanlarından İslam Cumhuriyeti’nin büyükelçilerinin veya uluslararası kuruluşlardaki temsilcilerinin derhal “istenmeyen kişiler” ilan edilmesi ve ülkelerinden sınır dışı edilmesi talep ediliyor.
Kanada’da yaşayan bir avukat ve insan hakları aktivisti olan Kaveh Shahrouz tarafından başlatılan bu kampanya, aynı zamanda bu ülkelerden “kararlı ve açık bir şekilde İran hapishanelerindeki mahkumların serbest bırakılmasını” talep ediyor.
